ERKAN KARACA
Çorum Türkiye’de bir grup emekli maaşlarının açlık sınırının altında kalmasına tepki gösterdi. Hürriyet Meydanı’nda maaşlarına yapılan son zamları protesto eden emekliler, “Biz zam talep etmiyoruz. Bundan önce emeklilerin asgari ücretin altında maaş alamayacakları kanunu vardı. Biz bunu talep ediyoruz. Dolayısıyla istediğimiz şey şu; lüks değil. Bizim istediğimiz öncelikle meseledir.” “‘Kök maaş’ tabiri literatürden çıkarılmalıdır. Artık hiçbir siyasetçiden, yöneticiden ‘kök maaş’ tabirini duymak istemiyoruz” dedi.
Çorum Türkiye’de emekliler maaşlarının açlık sınırının altında olmasını protesto etmek için bugün Hürriyet Meydanı’nda bir araya geldi. Harekete CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız da destek verdi. Emekliler, maaşlarının en azından asgari ücret seviyesinde olmasını talep etti.
TAHTASIZ: “EMEKLİLER SADAKA İSTEMİYOR”
Emeklilere destek için bölgeye gelen CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, “Emekliler sadaka istemiyor” dedi ve şunları söyledi:
“2002’de iktidara geldiğinizde aldığınız en düşük emekli maaşı sekiz çeyrekti. Bugün, artışlarla artırdığınızı sandığınız 10 bin liranın dörtte üçünü alıyorsunuz. Emekli, açlığın altında maaş almak istemiyor” Eşik. Annenin beyaz sütü gibi helal hakkını istiyorsun. Keşke simit 1 lira olsa.” Evin kirası bin lira olsa da emekli maaşı yine eskisi gibi 5 bin lira. Çünkü geçimini sağlamak istiyorsun. Sadaka istemiyorsun. Cumhurbaşkanımız siyaset yaparken, iktidara gelmeden önce çayın, simidin hesabını çok iyi biliyordu. Buradan emeklimiz ona şunu söylüyor: Televizyona çık, bir çay iç. “Simit hesaplamalarını yapın. 4 kişilik bir aile kaç çay, kaç simit yiyebilir? 10 bin lirayla kaç çay, kaç simit alabilir?”
Emekli Murat Kırçı basın açıklamasında şunları söyledi:
“Aslında bu 2008’İN KONUSU”
“Bu kanun aslında 2008 yılında 5510 sayılı Kanunla değişti. Daha önce aylık oranı dediğimiz, emekliliğimizi belirleyen, yani asıl maaşımızı belirleyen aylık oran 2008 öncesinde yaklaşık yüzde 78 iken, Maalesef bu oran yüzde 100. 34’e düştü. Aslında bu konu 2008 yılına dayanan bir sorun. 2008 öncesinde maddede bir değişiklik olmasaydı, en alt kök dediğimiz emekli maaşı da artacaktı. 20 bin bandında olacak, yani yapılacak artışlar bu 20 bin üzerinden olacak.
“EMEKLİLER FARKLI BİR ÜLKEDE KİRA ÖDÜYOR MU?”
“OLUŞTURDUĞUMUZ DURUMDA EMEKLİLER EV SATIN ALMA HAYALLERİ YOK”
Geçmişte çalışan emeklilerimiz kıdem tazminatı adı altında tazminat alıyordu. Aldığı tazminatla ne yapıyordu, 30 yıldır çalışıyordu, üretiyordu, “İnşallah 30 yıl sonra bu kıdem tazminatıyla ev alacağım, dört tekerlekli araç alacağım” dedi. bu beni ayaklarımdan kaldıracak.” “Hayatıma devam edeceğim, torunlarımı seveceğim” dedi. İçinde bulunduğumuz durumda ev alma hayali olan çalışan ya da emekli olan var mı? Araba satın alma hayaliniz mi var? Şu anda bulunduğumuz yer burası. Sonuç olarak amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Bu vatan bizim, bu devlet bizim. Uzun yıllar madenlerde, tuğla fabrikalarında ve sanayide çalışmış, esnaf olarak ülkesi için üretim yapmış, çocuklarını kimseden yardım almadan büyütmüştür. Bu ülkenin emekli emekçisini dilenci durumuna düşürmek, onun vatan sevgisini sorgulamak kimsenin haddi ve hakkı değildir.
“TALEPİMİZ ZAM İSTEĞİ DEĞİLDİR”
Taleplerimiz artış talebi değil. Bunu vurgulamak istiyorum. Artış talep etmiyoruz. Bundan önce emeklilerin asgari fiyatın altında fiyat alamayacakları kanunu vardı, bunu talep ediyoruz. Bu yüzden istediğimiz şey lüks bir şey değil. Öncelikle “kök maaş” kelimesinin literatürden çıkarılmasını istiyoruz. Bundan sonra hiçbir siyasetçiden, yöneticiden kalıcı maaş sözü duymak istemiyoruz. Taleplerimizi açık ve net bir şekilde ortaya koyacağız. Kök terimini duymak istemiyoruz. Taban fiyat ne olursa olsun en düşük maaşı talep ediyoruz. Gelecek artışlarımızda ortadaki oranları artırmadan eşit artışlar talep ediyoruz. Bu noktada üçüncü talebimiz emeklilik ikramiyesinin maaş olarak da yasallaştırılmasıdır. Kanun olarak bunu bekliyoruz. Şu anda emeklimiz çayhanede otururken birilerinin onu görmesinden ve çay ısmarlamaktan korkarak arkasını dönüyor.
“TÜRKİYE DEVLETİ MI BÜYÜK İBB MI?”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Sayın Murat Kurum, dün veya önceki gün bir programda açıklama yapmıştı. Aşağıdaki ifadeyi kullandı. İhtiyaç sahibi emeklilere aylık 2.500 TL depozito vereceğiz” dedi. Buradan bizi yönetenlere soruyorum: “Türkiye Devleti mi daha büyük, yoksa İstanbul Büyükşehir Belediyesi mi daha büyük?”
“55 YAŞINDA EMEKLİYİM VE İŞ ARIYORUM”
Emekli Sabri Yılmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, emekli olduğunu ve iş aradığını belirterek, “55 yaşındayım, emekliyim ve iş arıyorum. ‘İşe almıyoruz’ diyorlar” dedi. 40 yaşından sonra insanlar.’ İŞKUR’a gidiyoruz, ne yapabiliriz, kira 7 bin lira, 8 bin lira, devlet memurlara verdiği zammı kendi cebinden mi verdi, bizden almadı mı? Bize de veriyor. Bir karton yumurta 130 lira, başka söze gerek yok. “Sarayda 33 milyon harcıyor. Kimin parasını harcıyor? Bizim paramızı harcıyor” dedi.
“BİZ ONU ZİRVEYE ÇIKARDIK AMA O BİZİ YERLERE DÜŞÜRDÜ”
Çorumlu Ahmet Aydın isimli emekli vatandaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Arkadaşlar acıdan ölüyoruz. Lütfen Sayın Cumhurbaşkanım bu emeklileri görsün. Çorum’dan buradan çağrı yapıyoruz. Emeklilere 5 lira zam yapacağım,” dedi. 2 liralık artış, çocuk muyuz, şaka mı yapıyoruz” Herkese hak ve adalet veriyor diyor. Adaleti artırmaz. Çocuk oyuncağı gibi bizimle oynuyor. Bunu sandıkta göreceğiz. İnşallah Cumhurbaşkanımızı sandıkta göreceğiz. Biz onu zirveye çıkardık ama o bizi yere düşürdü” dedi.
